Makale
Pegida ve ‘Renkli Alman Cumhuriyeti’
Batı’nın Ä°slamlaÅŸmasına Karşı Avrupalı Yurtseverler (PEGÄ°DA), müslüman göçmenlerin varlığına karşı çıkan ırkçı bir hareket. Batı’nın Ä°slamlaÅŸmasından kastettikleri ise müslüman göçmenlerin Avrupa’da kalıcı olmaları ve nüfuslarının artıyor olması. Almanya’da müslüman göçmenlere yönelik menfi duygulara sahip olmayan bir kesim de var. 2010-2012 yılları arasında CumhurbaÅŸkanlığı yapan Christian Wulff bunlardan biriydi. Müslümanları arkalayan yaklaşımı nedeniyle Wulff’un başına gelmeyen iÅŸ kalmadı. “Ä°srail’in çıkarlarını dünya üzerinde korumak” gibi bir misyon yüklenen “Axel Springer” yayın grubu Wulff aleyhinde karalama kampanyası baÅŸlattı. Wulff’un geçmiÅŸi didik didik edildi, itibarını hedef alan her türlü iddiaya yer verildi. Ä°ki yılı bile doldurmadan cumhurbaÅŸkanlığından istifa eden Wulff aleyhinde soruÅŸturma açıldı. Sembolik bir para cezası karşılığında davanın düÅŸmesini kabul etmeyen Wulff mahkemeden tam yargılama istedi. SoruÅŸturma okul yıllarına kadar uzandı. 30 bin sayfalık bir tutanak dosyası oluÅŸtu. Sonuçta, 2008 yılında haksız yere menfaat saÄŸladığı ÅŸüphesiyle dava açıldı. 2 yıl süren dava sonucunda aklanan Wulff başından geçenleri “Zirveden DüÅŸerken/ Bir siyasetçinin karalanma ve aklanma hikayesi” kitabında anlattı.
Wulff’, “Ä°slam Almanya’nın bir parçasıdır” diyerek müslüman göçmenlere sahip çıkmıştı. “Bild” gazetesi yayın yönetmeni Kai Diekmann bir özel görüÅŸmede Wulff’a bu cümleye konuÅŸma metninde yer vermemesi gerektiÄŸini söylemiÅŸti. Wulff bir diÄŸer konuÅŸmasında ise, “Bizde ne zaman kökenine ve refah düzeyine bakmaksızın herkesin iyi eÄŸitim koÅŸullarından faydalanabilmesi gayet doÄŸal olacak? Bir iÅŸ baÅŸvurusunda, referansları aynı olan, Yılmaz, Krause veya adı her ne olursa olsun aynı beklentilere sahip olabilecek” dedi. Bu konuÅŸmasında Wulff’un “Renkli Alman Cumhuriyeti”nin en büyük gücünü çeÅŸitlilikten aldığını söylemesi ırkçıları kızdırdı. Wulff kendi partisi “Hıristiyan Demokrat Parti”nin muhafazakar kanadından öfkeli tepkiler aldı. Bild ise, “Sayın cumhurbaÅŸkanı Ä°slam’a karşı niçin böyle kur yapıyorsunuz?” diyordu.
Hatırlayacaksınız, Almanya Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin, “Almanya kendini yok ediyor” baÅŸlıklı bir kitap yayımladı. Daha kitap yayımlanmadan “Springer” grubu Sarrazin’in ırkçı-göçmen karşıtı görüÅŸlerini piyasaya sürdü. Pegida’nın doÄŸduÄŸu Dresden’de konuÅŸan CumhurbaÅŸkanı Wulff ise, “Bu tartışmanın Almanya’ya zarar vermemesi için Alman Federal Merkez Bankası’nın birÅŸeyler yapabileceÄŸine inanıyorum” dedi. Sarrazin emeklilik haklarını elde ederek görevinden çekildi. “Springer” grubunun gazeteleri Almanların çoÄŸunluÄŸunun Sarrazin’i onayladığını vurgulayan yayınlarıyla CumhurbaÅŸkanı Wulff’u köÅŸeye sıkıştırmaya çalıştılar. Springer grubuna göre Dresden’deki sözleriyle Sarrazin’in ipini çeken Wulff artık Alman toplumunun çoÄŸunluÄŸunu temsil etmiyordu. Wulff, Sarrazin’in göç konusunda yarattığı panik havasına katılıp, önerileri için Sarrazin’e teÅŸekkür etmek yerine azledilmesine yol açan sözler söylemiÅŸti. Sarrazin’in tezleri aşırı saÄŸcı bir ortamda formüle edilmemiÅŸ, tersine toplumun tam göbeÄŸinden gelmiÅŸ ve yine tam da oradan coÅŸkulu bir alkış almıştı. Wulff için asıl endiÅŸe verici durum buydu. Ä°slam karşıtı gösterilerle adını duyuran “Pegida”, Sarrazin gibi düÅŸünen elitist, ırkçı entelektüellerin oluÅŸturduÄŸu bu kirli atmosferin bir ürünüdür.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.